Salgının İnsani Boyutu
2019 sonlarında Çin’de başlayan ve daha sonra tüm dünyaya hızla yayılan yeni tip Coronavirus salgını ile mücadele ediyoruz. Her gün salgın ile ilgili gelişmelerle yatıp kalkıyoruz. Çok büyük olasılıkla insanlık tarihinin en büyük olaylarından birine şahitlik ediyoruz.
Yıllar sonra tarih kitaplarında anlatılacak, birçok bilimsel çalışmaya konu olacak, psikolojik, sosyolojik, ekonomik açılardan sayısız vaka analizi, tez çalışmaları vb. yapılacak bir olayın canlı tanıklarıyız.
Bazen bu durumun Hollywood filmlerine benzediğini ya da fantastik romanlardaki onlarca inanılması güç senaryodan bir kesit olduğunu düşünüyorum. Hatta gerçek olmadığı algısına kapıldığım zamanlar da oluyor. Ancak takip ettiğim kaynaklardan ciddiyetini kavradığımda bu hissiyatım bir anda kayboluveriyor. 2016’da 15 Temmuz döneminde evlilik süreci geçirmiş biri olarak aynı hissiyatı o zaman da yaşamıştım. Bu nedenle durumu kabullenmem ve adapte olmam bir çoğunuza göre daha kolay olmuş olabilir.
İşte tam da bu noktadan hareketle bu konunun bireyler açısından değerlendirmesini yapmanın değerli olduğunu düşünüyorum. Aslına bakarsanız oluşan bu durum her ne kadar olumsuz da olsa, içerisinde birçok fırsat barındırıyor olabilir. Bu yazıda biraz daha bu fırsat perspektifinden bakmak ve ileriye dönük neler yapabiliriz konusuna farklı bireyler açısından odaklanmak istiyorum.
Liderler:
Onlar için bu kriz ortamı, liderlik yaklaşımlarını ortaya koyabilecekleri bir fırsat olacak. Liderlerin davranışları bu süreçte şirketlerin içinde bulunacağı tonu da belirleyecek. Bir lider olarak panik ve tedirgin bir tavır mı ortaya koyacaksınız, yoksa sakin ve tedbirli mi? Sizinle birlikte çalışanların öncelikle güvende olmalarını sağlayan ve onlarla birlikte bu süreci yöneten bir lider olarak bu fırsatı kullanacak mısınız, yoksa kararları yukarıdan alıp uygulanması için aşağı doğru iletecek misiniz? Tercih sizin. Ayrıca yaklaşık 3-4 hafta veya daha uzun süre evden çıkmadığımız bir süreç yaşayacağız. Bu durum, liderler olarak sizlerin stres altında stratejik karar alma yetkinliğinizi de test etme imkanı sağlayacak.
İnsan Kaynakları:
(Her ne kadar “kaynak” kelimesini kullanmayı sevmesem de…)
İK profesyonelleri için tam bir “Çalışan Deneyimi” (Employee Experience / EX) testi olacak. Belki de çalışan bağlılığınız en son anketten bu yana baştan aşağı değişmiş olabilir. Elinizde bu yeni duruma adapte olarak, yeni iyileştirmeler yapabileceğiniz ve çalışanlarınızın aidiyetini arttırabilecek daha güzel bir fırsat olmayabilir. Bunun için çalışma arkadaşlarınıza verdiğiniz değeri samimiyetle hissettirmeniz yeterli.
Takımlar:
Uzaktan çalışma modeli ile şu an neredeyse herkes, daha önce deneyimlenmemiş bir güven testi içerisinde. Takım üyelerinin kendi içinde, yöneticilerin takımlara, takımların şirketlerine vs. tüm ilişkili paydaşların zorlu koşullara rağmen üzerine düşenden fazlasını yaparak güveni kuvvetlendirebileceği bir fırsat var önünde.
Kendimiz:
Bu süreç bireysel olarak kendimizi dinlemek için de büyük bir fırsat. Günlük koşuşturma içerisinde yapmak için vakit bulamadığımız bir sürü şeye odaklanabileceğimiz, gelecekle ilgili planlar yapabileceğimiz bir ortam mevcut. Ayrıca bu sürecin mental olarak sağlamlığımızı da test edeceğini söylemek gerek. Uzun süre evde kalmak, özel hayat – iş hayatı dengesinin birbirine girmesine neden olabilir. Dolayısı ile bu yeni çalışma düzenine uyum sağlamak zihinsel olarak zorlu bir süreç olacaktır. Bu durum bizi ister istemez konfor alanımızdan çıkaracak ve yeni öğrenimler edinmemize olanak sağlayacak.
Sonuç olarak, bu süreç sonrasında dünyanın bir kırılma yaşayacağını ve hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylemek yanlış olmaz. Bu durumu -yeni normal- olarak adlandırabiliriz. Daha fazla dijital/sanal, görece daha durağan ama hızlı, sosyalleşme kavramının kökünden değişeceği bir düzene merhaba diyeceğiz. Bazı engellerin (trafik yoğunluğu, fiziksel toplantı ortamı ayarlanması vb.) kendiliğinden ortadan kalkacağı, yukarıda birkaç örneğini paylaştığım yeni engellerin ortaya çıkacağı ve deneysel bakış açısının öneminin daha da artacağını hep birlikte deneyimleyeceğiz.
Bakalım hangimiz bu sürecin olumlu tarafına odaklanıp, fırsatları hayata geçirebileceğiz. Tedbirli ve sağlıklı günler dileğiyle…
Yorumlar