Sen Kim Köpek Bana Geri Bildirim Veriyorsun!
Çeviklik denildiğinde aklımıza genelde tekrarlı ve artırımlı bir iş yapış şekli ve döngüler gelir. Bu döngüler bize geri bildirim fırsatları yaratmak için vardır. Yani agile yöntemlerin mekanik kısmı, bu geri bildirim döngülerini destekler, hatta bunun üzerine kuruludur da diyebiliriz.
Bu döngülerle lütuf olarak aldığımız
geri bildirimleri etkin kullanabilmemiz için önemli bir değere
ihtiyacımız bulunuyor; “Açıklık“. Daha da spesifik olursak, “Geri
Bildirime Açıklık“.
Ve evet, geri bildirim nereden, kimden geldiği bağımsız bir lütuftur. Özünde herhangi bir insandan geri bildirim alabiliyor olabilme mütevazılığına sahip olabilmek, bireyi çok güçlü kılabilecek bir meziyettir diyebiliriz.
Geri bildirim alabilmek çok değerli bir özellik olmakla beraber, bunu doğru şekilde kullanmak kolaylıkla değiştirebildiğimiz özelliklerimizden değil. Bunu değiştirebilmek için öncelikle farkındalık, istek, zaman ve desteğe ihtiyaç olabilir.
Organizasyonlardaki takım üyelerini, liderleri ve yöneticileri bir kenara bırakıyorum, “geri bildirim” kültürünün temsilcisi ve diğer rollere öğreticisi olması gereken Agile Koç ünvanına sahip insanlarda bile görmekte zorlandığım bir özellik “Geri Bildirime Açıklık”. Geri bildirim alabilen bazılarının da, çevrelerindeki insanları “Bana geri bildirim verebilecekler ve veremeyecekler” şeklinde grupladığını gözlemliyorum.
Bir nevi Dunning Kruger sendromundan muzdarip bu arkadaşlara, çeşitli kalitelerden yoksun ve bir cehalet içerisinde görünüyorlar diyebiliriz. İşin zorlu tarafı ise, bu cehaletin alt edilmesinin yöntemi daha çok bilgi değil; farkındalık, istek, değer yargılarını gözden geçirmeyi de kapsayan bir bireysel dönüşüm olması. Ben bu yazıda işte bu kendisine Agile Koç diyerek, Agile’ın bu kadar temelindeki bir konuyu kaçırmış kişilerde gördüğüm bazı paternleri sıralayacağım.
Bu tür Agile Koçları gördüğünüzde koşarak uzaklaşmanıza ilk aşamada gerek yoktur ancak bu kişilerle ilgili farkındalığın yüksek olması, psikolojinizi ve bir Agile dönüşümü kurtarabilir. (Durumun insanı değerler ve psikolojik güvenlik alanıyla ilgisini şimdilik es geçiyorum, yüzeysel gözlemlere yer vereceğim.)
-Bu tavra sahip birinin Agile konusunda bilgisinin olmasının, sahip olduğu kısıtlı bakış açısını güçlendirici etkisi olacaktır. (Zaten Agile Koç ise Agile’ı bilmesi gerekmez mi diyor olabilirsiniz ancak bilmeyen/yanlış bilen de çok var) Yetkisiz etki, unvansızlık, unbossing gibi kavramları duymuştur ve hoşuna da gitmiştir bu kavramlar. Bu yeni kavramları savunur da… Ancak kendisi için bireysel geri bildirim alabilmeyi çoktan unvana/rütbeye bağlamıştır. Sizi komutan da yapmış olabilir, er de. O nedenle bu karakter çeşidi ile geri bildirim bağlamında iletişim kurmak göründüğünden daha zor olabilir.
-“Bana geri bildirim verebilecekler listesine” giremeyen birinin, yani alt rütbenin verdiği geri bildirimlere mutlaka “ben onu zaten yaptım/denedim”, “bende o zaten var”, “ben onu biliyorum” diyecektir. Denedim ancak neresini eksik yaptım ya da tekrar şurasını değiştirerek deneyeyim asla demez. Üst rütbe iseniz de tenhada size geri bildiriminize çok ihtiyacı olduğunu söyleyebilir, ancak topluluk içerisinde kendini savunmaya devam edecektir. Aynı rütbede gördüklerini ise süründürür bu arkadaş, geri bildirim alıyor gibi yapar ancak ne yazık ki almıyordur. Davranışlarında herhangi bir değişim görmezsiniz. Geri bildirim verebilecek olan denktir ona göre, ilerde ne olacağı belli olmaz, ilişkilerini iyi tutar.
-Bazıları geri bildirim vermeye bayılır ancak alma konusunda sıkıntılıdır. Ancak en hızlı görebileceğiniz özelliği bu olmayabilir çünkü geri bildirime açık olmanın iyi bir şey olduğunu biliyordur. Gel gelelim henüz geri bildirim almayı içselleştirememiştir. Saldırı olarak algılıyordur kendisine geri bildirim verilmesini. Dahası birkaç geri bildirim verme/alma taktiği de öğrendiyse işiniz iyice zordur. (Geri bildirim alıp verebilmenin, karşımızdaki kişiyi tahrik etmeyecek şekilde bir üslupla verilmesi gerektiğine kesinlikle katılmakla birlikte, bu üslupla verilmemiş geri bildirimi, hala alabiliyor olmanın da değerli olduğunu düşünüyorum. Burada bu iyi niyetin kötüye kullanılmadığından emin olmak değerli olabilir.)
-Öğrendiği neredeyse her yeniliği bir taktik olarak görür. Yeni bir şey öğrendiğinde “ha bu o taktikmiş, ben önceden bilseydim, ohoo” ya da birilerinin uyguladığı yöntemleri araçları görüp “x şehrinde üniversite vardı da biz mi okumadık” modunda bir yaklaşımla, bizim imkanımız yok, olsa uçururuz tavrı sergiler.
-Tabii ki çok okumaz ya da bilgi açlığı geniş bir spekturuma yayılmamıştır. Bildiği, rahat olduğu alanda okumalarını, öğrenmelerini gerçekleştirir.
-Bir şeyi daha iyi yapabileceği konusunda aldığı geri bildirime, “alın siz yapın bakalım” tavrı içerisindedir bu arkadaş. Bunu söylerken de cümlerlerin üzerine “tamam, siz yapın o halde, ben de sizden öğrenmiş olayım”, “bu işin uzmanı zaten sizsiniz” gibi kapatıcılar sürebilir.
-Bazıları hizmet verdiği takımlardan, yöneticilerden aldığı pozitif geri bildirimi parlatmaya, bunu böbürlenerek anlatmaya bayılır. Ancak negatif/iyileşmeye açık geri bildirimleri görememek ya da itinayla gizlemek gibi bir özelliklerini de asla beslememezlik etmezler.
-Elinden gelenin en iyisini yapmayı, geri bildirim almakta zorlandığından, kendiyle sınırlamıştır. Geri bildirim almakta zorlanan bir yöneticiye koçluk yapıyorsa, ondan nefret etme moduna geçebilir. Çünkü o en iyisini biliyor ve onu yapmıştır çoktan ve olmuyordur. O yönetici ya da takımı başkası “alın, siz yapın” tavrıyla devrettiğinde de içten içe o işin başarısız olmasını isteyecektir. Ancak bunu asla size yansıtmaz, çok iyi niyetle başarılı olmalarını istediğini belirtir. Hatta bazen “evet ben yapamadım” tadında şeyler de söyleyebilir, aldanmayın.
-Sürpriz olmayan bir şekilde, geri bildirim alamıyorsun geri bildirimini doğru üslupla verdiğinizde de bu durumu inkar edebilir, ki bu ne kadar haklı olduğunuz göstergesidir. Konusunda uzman bir geri bildirim “almayıcıysa” da sessiz kalır ve hiçbir iyileştirme için uğraşmaz.
Son olarak geri bildirimi rütbelendiren arkadaşlar bu yazıya denk gelecek olursa muhtemelen kastedilen kişinin kendileri olmadıklarını düşüneceklerdir. İşte tam olarak onları kastediyorum. Hepimizin içerisinde güçlü ya da zayıf olarak bulunuyor bu arkadaş. Kimimizde çok baskın, kimimizde daha az… Onu geri bildirime açarak, belki de bir kısmı kilitli olan potansiyelimizi (sadece çalışma, üretme değil, hayattan keyif alma potansiyelimizi) maksimuma çıkarmamız, kendimizle ve çevremizle barışmamız oldukça kolaylaşabilir.
P.S. Geri bildirimi herkesten eşit seviyede almaya çalışmayı, ön yargılarımızdan kurtulmayı bir süre olsa denemek bizleri geri bildirim konusunda iyileşmemiz için cesaretlendirebilir.
Yorumlar