Bankacılık Sektöründe Agile’ın Geleceği
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Agile dönüşüm çalışmalarına ilk başlayan organizasyonların başında bankalar geliyor. Bankalar teknolojik gelişmelerden en çok etkilenen yapıların başında geliyor. Hem sunulan hizmetlere/ürünlere kolay erişim sağlamanız gerekiyor. Hem güvenlik (KVKK da bunun parçası) konularında tutarlı olmanız gerekiyor. Hem de finansal düzeni değiştirebilecek gelişmelere (blockchain, biyometrik veri vb.) adapte olmanız gerekiyor. Bu kadar kompleks ve regülasyonlara tabi yapıların çok sayıda değişimi kaldırması açıkçası pek kolay değil. Türk bankacılık sektörüne baktığımızda bu konuların bir çoğunda önde olduğumuzu söylesek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Ne zaman bir yurtdışı seyahati yapsam, hem kendi deneyimim hem de çevremdeki insanların söylemleri Türk bankacılık sektörünün ileri seviyede olduğunu kanıtlıyor ve bu çok gurur verici bir durum.
Ancak bugünden geleceğe baktığımızda bankalarımızın (ve genel olarak dünyadaki bankacılık sektörünün) daha gideceği çok yol var. Yapılan araştırmaların tamamında bankacılık işinin dinamiklerinin de kökten etkileneceği bir dönem bizleri bekliyor. Bu dönemi anlayabilmek için biraz geçmişi anlamak iyi olacaktır.
2000’li yılların başlarındaki bankacılık sektörü kendi içerisinde benzer ürünlerle rekabet eden ve ürünlerin tamamını bankaların kendilerinin sahiplendiği bir düzen içerisindeydi. Şubelere gidiş oranınızla ölçümleyebileceğiniz üzere, dijitalleşme yok denecek kadar azdı.
2010’lu yıllarla başlayıp, günümüze kadar geldiğimiz zaman diliminde ise resim biraz daha farklı oluştu. Bankalar kendi içlerinde yine benzer ürünlerle yarışa devam ederken, aynı anda küçük balık olarak tabir ettiğimiz Startup’lar ve Dijital doğmuş bankalarda rekabetin içerisine girdi. Sadece bir/iki üründe uzmanlaşmış ve çok daha az maliyetle piyasaya sürebilen bu yeni rakipler, oyunun kurallarını değiştirmeye başladılar. Dijitalleşme de yoğun bir hızla devam etti ve bugün ciddi bir olgunluk seviyesine ulaştı dersek yanlış olmaz. Bu duruma ek olarak gündeme Otomasyon (RPA), Makine öğrenmesi ve Yapay Zeka vb. teknolojiler de girdi.
Peki bugünden geleceğe baktığımızda bu resim nasıl şekillenecek? Yapılan araştırmalar detayda önümüze değişik senaryolar çıkarsa da, ana olarak bankaların platformlara/ekosistemlere dönüşmesi bekleniyor. Yani artık sadece kendi ürün ve hizmetlerini sunan değil, farklı startupların, şirketlerin ürünlerini de bünyesinde barındıran ekosistemlere dönüşecekler. Geçmişte kapalı sistemler üzerine kurulu yapıların, geleceğinin bu olması biraz ütopya gibi de görülebilir.
Geleceğin böyle olduğu bir senaryoda bankaların ana 3 zorluk yaşayacaklarını öngörüyorum.
Deneysel Zihniyet
Yeni teknolojiler kullanmak, yeni ürünler piyasaya sürmek ve bazı ürünleri piyasadan çekmek, yeni partnerlikler denemek vb. konuların gündem de olduğu bir durumda deneysel bir bakış açısına sahip olmak gerekli olacaktır. Alışık olmayan bankaların çok zorlanacağı bir alan olabilir.
Müşteri Davranışını Erken Anlamak
Rekabetin ekosistemler arasında olacağını düşünürsek, müşteri kazanımı çok önemli olacaktır. Mevcut durum ile karşılaştırıldığında daha zor olacağını bile söyleyebiliriz. Erken aşamalarda müşterilerin ürün ve hizmetlerle ilgili geri bildirimlerini almak ve onları çok daha iyi anlamak gerekecek. Belki de müşterileri şaşırtacak olağanüstü ürünler (örneğin Kişisel Verileri Saklama hizmeti) piyasaya sürmek gerekecektir.
İş Gücünün Durumu
Bankaların mevcut yetkinlikleri, bizi geleceğe taşımak için ne kadar yeterli olacak? Çok büyük ihtimalle yeni yetkinlikler edinmek gerekecektir. İş birliği ve takım çalışmasının ana çalışma normu olacağı bir ortamda, birden fazla yetkinliği (cross-functionality) bir arada bulundurma ihtiyacı ortaya çıkacaktır. Dolayısı ile yeni çalışma yöntemlerine de ihtiyaç artacaktır.
Bankaların, bu değişimlerin ve karşılaşılacak bu zorlukların üstesinden gelmek için Agile bakış açısına, değerlere ve çalışma şekillerine günümüze kıyasla çok daha fazla ihtiyaç duyacağını söylemek yanlış olmaz. Bunları özetlemek gerekirse,
Çapraz Fonksiyonlu, Yetkilendirilmiş Platform/Ekosistem Takımları
Hangi ürünün geliştirileceğine, hangi ürünün satın alınacağına ve hangi ürünün platformlarına entegre edileceğine karar veren, yetkilendirilmiş (onay mekanizmalarından arındırılmış) takımlar kurulması gerekecektir. Bu takımlar gerçek anlamda tüm yetkinliklere takım içerisinde sahip olmalıdırlar.
Erken Başarısız Olma (Fail Fast) Kültürü
Yeni şeyler denemenin cesaretlendirildiği ve başarısız olunsa bile bunun düşük performans sayılmadığı ortamlar zorunlu hale gelecektir. Bu tarz bir ortamda insanların daha yaratıcı olması, yep yeni fırsatları da beraberinde getirecektir. Böyle bir kültür güven, psikolojik güvenlik, sorumluluk duygusu ve takım çalışması gerektirir.
Yeni Takım Üyemiz: Müşteri
Platform/Ekosistem takımları ile gerçek müşteri/son kullanıcı arasında sıfır mesafe olmalıdır. Böylece takımların ürünleri/servisleri ile ilgili gerçek zamanlı geribildirim almaları fırsatını doğuracaktır.
Gelecek bir çok yeni durumu, bir çok yeni fırsatı barındırıyor. Bankalar da bu bilinmez ama heyecan verici geleceğe hazır olmak durumundalar. Bakalım zaman bizlere ne gösterecek…
Yorumlar