Kahve Makinesi
35 yıllık Braun marka kahve makinesinin artık iyice sararmış kahve haznesini açtım. Kağıt kahve filtresine tahta değirmende öğüttüğüm mis gibi kokan kahveyi koydum. Su haznesinin kapağını açtım, 3 kişilik su ekledim. Düğmeye bastım, birkaç dakika sonra mis gibi kahve kokusu evi sarmaya başladı. Bir kez daha sordum kendi kendime her sabah olduğu gibi, “neden hala bu eski kahve makinesini değiştirmiyorum ki” Sonra kahvemi almaya gittim, birazcık süt ekledim, bir yudum aldım. “Boş ver” dedim yine, “işte mis gibi kahve”. “Kahve bittikten sonra makineyi kapatmayı unutmamam lazım” diye geçirdim aklımdan… güldüm sonra “Değişime ne kadar kapalıyım!”….
Sahi öyle mi?
Kahve demleme sürecimi inceleyelim:
Müşteri olarak elde ettiğim değer: Mis gibi filtre kahve..
Akış: Değer yaratan adımlardan oluşan bir tören..
Akışın adımları: Kahve partikül büyüklüğünü ayarla, kahve öğüt, kahveyi porsiyonla, kağıt kahve filtresini koy, suyu porsiyonla ve makineye ekle, kahve tamamen demlenmeden hazneyi açma yoksa damlatır, kahve bittikten sonra kapama tuşuna basmayı, sonra kağıt kahve filtresini çöpe atmayı hatırla…
Oysa ki bunların hepsini benim için yapan bir makine bulabilirim. Peki ihtiyacım var mı? Tüm bunları bir anda geliştirmeli miyim? Aynı değeri yaratmak için sahi bu kadar yatırıma gerek var mı? Üstelik tüm bu tören beni ve sonuçlar da tüm aileyi mutlu ediyorken…
Peki ya bu eski makine bir anda bozulursa ve ben bu bozulmanın ön işaretlerini gözden kaçırırsam?! Kahve demleme törenini benim için imkansız hale getirecek bir değişimle karşı karşıya kalırsam?!…
Bu durumu, bazı şirketlerin Agile dönüşüm karşısındaki tutumuna benzetiyorum. Bu şirketlerin yarattıkları değerin bugünkü durumuna baktığımızda müşteri odaklılık konusunda çok önde olduklarını görüyoruz. Hatta diyorlar ki biz zaten Agile’ız, müşteri memnuniyeti her şeyden önemli. Müşteriler yarattığımız değerden memnun… Geri bildirim de alıyoruz, aldıkça kendimizi adapte ediyoruz, iş sonuçlarımız da iyi. Dönüşmeye ne gerek var?!…. Tıpkı benim kahve demleme sürecim gibi.
Peki ya insanı odağına alan Agile’ın tüm yönleriyle baktığımızda:
- Paydaşlarınız ne durumda? Takımlar ve takım üyeleri işbirliği içinde çalışabiliyor mu? Birbirlerinden beklentileri net mi?
- Daha iyi yapılabilecek bir şey var mı? Bunları biliyor musunuz? Biliyorsanız hayata geçirmek için neler yapıyorsunuz?
- Müşterileriniz için gerçekten istediğiniz ya da beklenen sıklıkta değer yaratabiliyor musunuz?
- Teslimat sürelerinizi doğru tahminleyebiliyor musunuz? Tüm bunları izleyerek süreçlerinizi ve yarattığınız değeri sürekli geliştirebiliyor musunuz?
- Müşterilerinizin bilmediği ya da farketmediği gelişim alanlarını görüyor musunuz? Bunlar için ne yapıyorsunuz?
Agile’a giden alternatif bir yol olan ve Lean prensipleri temel alan Kanban Metodolojisi pratikleriyle sürekli gelişimi evrimsel olarak hayata geçirebilir ve yukarıdaki sorulara cevap bulabilirsiniz.
1. Görselleştir:
Süreçlerinizi görselleştirin, konuyu hiç bilmeyen biri bile akışlarınızı bir tabloda gördüğünde rahatça anlayabilsin… tabii siz de?
2. Devam Eden İşleri Limitle:
Değer yaratırken sıklıkla düştüğümüz tuzaklardan biri her fikri hayata geçirmek için portföyümüze eklemektir. Bu da sürekli başlamamıza ve bitirmeyi ötelememize sebep olur. Limitleyin ki başlamayı bırakıp, bitirmeye başlayın. Sadece limitleyerek teslimat sürelerini iyileştirebilirsiniz.
3. Akışı yönet:
Akışlarınızı ölçmeye başlayın, teslimat sürelerinizi izleyerek, veriye dayalı tahminlerde bulunabilir, göstergelere bakarak yolunda gitmeyen noktaları hızlıca gözlemleyip iyileşme noktalarını tespit edebilirsiniz.
4. Politikaları Açık Hale Getir:
Akışta tüm kurallar herkes için net ve şeffaf olsun. Beklentilerin kapasite ile uyumsuzluğundan kaynaklanan iç aksaklıklar ve zaman kaybettiren görüş ayrılıkları, güç oyunları azalsın hatta ortadan kalksın.
5. Geri Bildirim Döngüleri Kur:
Geri bildirim döngüleriyle akışlar ve gözlemlenen her şey konuşulup iyileştirilebilir hale gelsin. Günlük operasyonda işlerin yapıldığından, doğru işlerin planlandığından ve stratejik seviyede doğru önceliklendirildiğinden de emin olmak mümkün olsun.
6. İşbirliği İle İyileş, Deneysellikle Evrimleş:
Müşterilerinizi ancak ve ancak tüm paydaşlarınız işbirliği içinde çalışırsa memnun edebilirsiniz. En önemli paydaşınız olan çalışanlarınızı güçlendirin, işbirliği ve deneysellik kültürü yaratın. Böylece süreci sürekli iyileştirerek daha fazla kazanç elde edebilirsiniz.
Gelelim benim kahve makinesine…
Kahve demleme sürecindeki adımları bir süredir düşünüyor ve izliyordum. Fark ettim ki kahve partikül büyüklüğünü her seferinde farklı ayarlıyorum, kahve tüketimini kontrol edebilmek için standart bir partikül büyüklüğü belirledim. Ölçmeye başladım, bakalım şimdi paket ne kadar sürede bitecek. Daha önce başımıza gelmişti, kahve makinesinde ani tıkanma sebebiyle oluşabilecek bozulmaya karşın aylık temizlik bakım periyodu oluşturdum. Makineyi kapatmayı unutma riskine karşı tam olarak içeceğimiz kadar kahve demlemeye başladım, kahveyi alır almaz kapatıyorum böylece. Her ihtimale karşı dolaptaki french press’i hazır hale getirdim. Yeni kahve makinesi araştırmalarına da başladım, biraz da para biriktirmeye. Kim bilir…
Bakalım 35 yıllık kahve makinesi daha ne kadar dayanacak…
Yorumlar